top of page

Seçmen Duygularına Dokunmanın Yeni Yolları

  • Yazarın fotoğrafı: Eray Adanır
    Eray Adanır
  • 27 Ağu
  • 1 dakikada okunur

Geleneksel siyasal kampanyalar aday odaklıdır. Bu yöntemde seçmenin kararının mantık çerçevesinde oluştuğu varsayılır. Oysa gerçeklik, seçmenin çoğu zaman duygularla karar verdiğini gösteriyor. Özellikle kararsız seçmen, bilgi eksikliğinden değil, duygusal bağ kuramamaktan dolayı karar veremez.


İşte bu noktada “duygusal konumlandırma” devreye giriyor. Artık kampanyalar, seçmene ne hissettirdiğini inşa etmek zorunda. Çünkü seçmen sadece oy vermez; aidiyet hisseder, umutlanır, korkar, güvenir ya da uzaklaşır. Duygular, oy verme davranışının sessiz motorudur.


1. Umudu Görselleştirin

“Güçlü Yarınlar” ifadesi, tek başına bir slogan değildir. Yanına çocukların mutlu olduğu bir okul fotoğrafı, çalışan bir annenin tebessümü, bir çiftçinin ürününü satarkenki gururu eklenmelidir.


2. Lideri Değil Seçmeni Kahramanlaştırın

“Seninle başlıyoruz”, “Birlikte başarıyoruz” gibi kapsayıcı dil, seçmeni edilgen bir hedef olmaktan çıkarır ve hikâyenin parçası yapar.


3. Duygusal Tutarlılığı Koruyun

Kampanyada sürekli değişen duygusal ton, seçmeni karmaşaya sürükler. Bir yerde umut, bir yerde korku, bir yerde öfke… Bu tutarsızlık güveni zedeler. Duygusal bütünlük şarttır.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Siyasal Dedikodunun Gücü

Reklamlar, mitingler, sosyal medya paylaşımları… Bunlar bir kampanyanın görünen yüzüdür. Ancak görünmeyen, sessiz ama etkili bir kampanya...

 
 
 
Z Kuşağını Kazanmanın 3 Yolu

Z kuşağı, siyasetin karşısında değil, artık merkezindedir. 1997 sonrası doğan bu genç jenerasyon, oy verme yaşına ulaşmış, hatta bazıları...

 
 
 

Yorumlar


Yeni Yazıları Kaçırma, Abone Ol!

Teşekkür ederiz.

bottom of page